Gürsüt Gürleyecek
Sevgili Dostlar, günlük hayatımızda oldukça yer kaplayan yiyeceklerden biri olan peynirle benim yolum bu yıl sadece sofralarda değil üretimhanelerde de çok kesişti. Yeri geldikçe hep söylüyorum; peynir çok sevdiğim ve hemen hemen her cinsini keyifle tükettiğim bir yiyecektir. Evde peynir yapmışlığım da vardır. Ancak şimdi sizlerle paylaşacağım anlamda peynirle içli dışlı olmam 2017’ye denk geldi. Önce üyesi olduğum slow food organizasyonunun bir ayağı olan Bodrum Yaveş Gari gönüllülerinin düzenlediği “Bodrum II. Uluslararası Slow Cheese” festivalindeydim, çeşitli küçük peynir üreticileri ile tanıştım, peynir seminer ve workshoplarına katıldım. Peynirle sarmaş dolaş oldum.
Festivalin hemen ardından da Esra Oruç daveti ile İzmir Tire'de Gürsüt Gıdanın 2017 yılında üretime başladığı toplam 55.000m kare alana kurulu yeni fabrikalarının ziyareti geldi. Gürsüt İzmirlilere yabancı değil, tam 35 yıldır birçoklarının sofrasına konuk olmuş. Benim içinse bu hem yeni bir tanışıklık hem de çok farklı bir deneyim oldu. Böyle bir tesisi ilk kez yakından görme fırsatını elde ettim. Gün geldi ve havalimanında blogger arkadaşlarımla buluşmak üzere yola revan oldum. Son derece genç ve heyecanlı bir grupla yolculuk yapıyor olmak beni de heyecanlandırdı. Uçakta yerlerimize oturduğumuzda aklımdan peynirle ilgili araştırmalarımdan okuduklarım geçmeye başladı bir bir.
Çobanın içemediği fazla sütü saklamak için yeni kesilmiş bir koyunun işkembesinden yaptığı tulumdan, sonradan süt yerine peynir çıkması rastlantı mıydı? Sonradan adına “kimozin” veya “rennin” denilen ve sütün pıhtılaşmasına yarayan enzimin, işkembenin şirdende var olduğu böyle mi keşfedildi? Peynir, Farsça sütten yapılmış manasına gelen “panir” kelimesinden dilimize geçmiş, çok büyük bir çeşitlilikteki aroma, tat, yapı ve şekle sahip bir grup fermente süt ürünü için kullanılan genel isim. Diğer fermente süt ürünleri gibi peynir de canlıdır. Raf ömrü boyunca peynirin duyusal, yapısal ve kimyasal özelliklerinde çeşitli değişiklikler görülebilmektedir. Hafıza zayıflığı ve dikkat kaybını önleyen, protein ihtiyacını karşılamada en güçlü olan, bağışıklık sistemini güçlendiren, enerji veren, aynı zamanda kalsiyum kaynağı olan peynir için bilim adamları peynirin içinde bulunan phenylethylamine adlı bir kimyasalın kan dolaşımını hızlandırdığını ve kandaki glikoz seviyesini yükselterek beyne aşk sinyalleri gönderdiği gibi.....
İzmir Havaalanına alçalmaya başladığımızda bir taraftan bu bilgileri aklımdan geçirirken diğer taraftan yeni şeyler öğrenmenin tatlı telaşı da giderek artıyordu. Sütün peynire dönüştürülerek uzun sure saklanması binlerce yıldır uygulanan bir yöntemse de günümüzün peynir sanayii içinde bunu izlemek farklı olacaktı. Binlerce yıldır çobanların azığı peynirin günümüzün görkemli sofralarının konuğu peynire dönüşmesini izleyecek, bilgi alacaktım.
İzmir havalimanına indiğimizde Gürsüt Gıda ailesinden bir ekip bizleri karşılayıp otobüse götürdü. Tire'ye doğru yaklaşık bir saat süren yolculuğumuz sonunda tesislere geldik. Son derece sıcak bir karşılama ile toplantı salonunda yerlerimizi alırken ikramlar başlamıştı bile.
Gürsüt'ün üretimdeki kriterleri ile ilgili bilgileri alırken son derece aktif soru cevaplı bir toplantı da yapmış olduk. Gürsüt A.Ş asılları Yörük Türk'ü olan Gürler ailesine ait. 440 çalışanı ile tek vardiya çalışıyor. Hedef ise iki vardiyada 1.000 ton/gün süt işlemek. İşletmeye gelen tüm sütler önce pastörize ediliyor, yasal bile olsa kimyasallar kullanılmıyor. Sık sevkiyat yapılıp, ürünler rafta az süre bekletiliyor.
Son derece titiz, her aşamada özenli olduklarını, en önemli ölçütlerinin ise süt seçimindeki doğallık ve kalite olduğunu ve peynirlerini diğerlerinden ayıran en önemli özelliğin üretimde kullandıkları geleneksel yöntemler olduğunu belirten yöneticiler bu şekilde Gürsüt lezzetinin nedeninin peynir üretiminde kullandıkları sütün kalitesi, miktarı ve peyniri üretim tekniği olduğunu da tekrar tekrar vurguladılar. Sütün değerli bir ürün olduğunu, sağıldıktan sonra gerçek nefaseti için 12 saat içinde işlenmesi gerektiğini, yoksa pek işe işe yaramadığını vurgularken kriterlerine uymayan sütü kabul etmediklerini de belirttiler. 7 adet olan süt toplama merkezlerinde süt biran önce üreticiden alınıp, soğutularak bozulması geciktiriliyor ve sonra işletmeye hızlı gelmesi sağlanıyor. Pastörizasyon özellikle limitlerinde yapılıyor, zararlı organizmalardan kurtulup yararlı organizmaları kendilerinde tutuyorlar ki peyniri lezzetli yapabilsinler.
Ürünlerinde katkı maddesi kullanmadıkları için ürünlerinin raf ömrünün kısa olduğunu ama bunu bir handikap olarak görmediklerini zira sağlık ve geleneksel üretimin öncelikleri olduğunu da özellikle belirttiler. Peynir çeşitlerine gelince Taze beyaz peynir, Çoban Peynir, Dil, Örgü, Çeçil, Çerkez, Kaşar, Mozzarella, Krem Peynir, Süzme-kaymaklı Homojenize yoğurt, Lor, izmir Tulum, Klasik İnek Peyniri üretimi yapılıyor.
Daha sonra köy peynirinin nasıl yapıldığını görmek üzere üretim kısmına geçtik. Önce üzerimizdeki tüm takılar çıkarıldı, çizmeler giyildi, önlük, saç boneleri ve maskeler takıldıktan sonra diğer hijyenik koşulları da(dezenfeksiyon) gibi yerine getirip üretim odalarını dolaştık. Ana çizgileri ile üç aşamada oluşan peynirin aşamalarını izledik. Sütün pıhtılaşması, pıhtı veya telemenin peyniraltı suyundan ayrılması ve olgunlaşmaya bırakılması ve en sonunda paketlenmesine kadar geçen aşamaları izlemek çok heyecan verici oldu. Sizlere tüm bunları fotoğraflarla göstermek isterdim ancak hijyenik koşullar sebebi ile içeriye telefon ve fotoğraf makinesi sokamadık.
Burada araya girip üstteki üç paragrafı bir kere daha okumanızı rica edeceğim sevgili dostlarım. Tükettiğimiz gıdaların nasıl üretildiği ve üretici firmaların çalışma prensipleri bizim sağlığımızı doğrudan etkiliyor. Bu tip üreticileri gezdiğim zaman size mümkün olduğu kadar detay vermeye çalışıyorum. Kullanılan teknoloji, A’dan Z’ye sağlık koşulları, verilen bilgileri not ediyorum. Sadece tesislerle ilgili değil, çalışanları da izliyorum. Yüzleri gülüyor mu? Canla başla mı çalışıyorlar yoksa yapmacık bir tebessüm ve çaba mı hissediliyor? Bunların bütünü benim bir markaya, bir üreticiye bağlılığımı ve saygımı sağlıyor.
Öğle yemeği için bizlere ayrılan salonda çok keyifli bir ortamda özenle hazırlanan lezzetli yemeklerimizi yerken bol bol resim çektirmeyi de ihmal etmedik. Yemek bitiminde dönüş hazırlıklarımız başladı yine bizim için temin edilen otobüsle Tire _ İzmir yollarına koyulduk. Uçak yolculuğumuz aynen gelişte olduğu gibi bol sohbetli ve keyifli, aynı zamanda yiyecek sektöründe insan sağlığına bu kadar önem veren işletmeler olduğunu görmüş olmaktan son derece rahattı.
Gürsüt gürleyecek sloganı ile yola çıkan bu firma ilkeli üretimleri ile sektörde devleşecek gibi görünüyor. Bizlere kendilerini yakından tanımak ve çalışmalarının bir kısmına dahil olmak için yarattıkları fırsat ve nazik jestleri için başta Gürsüt Yönetim Ailesi olmak üzere tüm Gürsüt çalışanlarına, bu gezi için emeği geçenlere çok çok teşekkürler.
Sevgili dostlar sizler de Gürsüt'ün sosyal medya hesaplarını takip ederek lezzet dolu tarifler öğrenebilir ve sürpriz hediyeli yarışmalara katılabilirsiniz..
gürsüt - Facebook.com/Gursut - Twitter.com/GursutGida "
https://oyascuisine.com/index.php/tr/anasayfa/73-turkish/blog/1339-gursut-gurleyecek#sigProGalleria71cbf5c081