Gezi istanbul -1
Bazen çok bildiğiniz mekânlara gereken özeni göstermezsiniz. Çok sık adını duyarsınız, sağdan soldan hep övgüler gelir, nerede olduğunu gayet iyi bilirsiniz hatta yolunuzun sık geçtiği bir yerdir ya da hep gitmek istersiniz ama nasıl olsa orada olduğu ve olacağını bildiğiniz için ertelersiniz.
Eski adıyla “Gezi Patisserie” 2004’den sonraki adıyla “Gezi İstanbul” benim için böyle bir mekândı. Yeme-içme kültürüyle ilgilenen herkesin gayet iyi bildiği bir yer burası. Uzun süre haksızlık etmişim bu mekâna. Yalnızca gitmeyerek değil, burayı sadece “pasta ve çikolata”dan ibaret düşünerek de... Halbuki 2004 yılından beri pastane ürünlerinin yanında brasseri ve restoran konseptiyle de hizmet veriyor.
İç mimar Tülin Kıran ve Y. Mimar Hakan Kıran bu mekânı lezzet düşkünlerinin uğrak yeri haline getirmiş. 2014 yılında geçirdiği yapılanma sürecinden sonra ise %100 doğal, %100 katıksız, %100 el yapımı felsefesiyle müdavimlere ve yeni misafirlere dünya mutfağı ağırlıklı birbirinden lezzetli menüler çıkarıyorlar. Mekan Patisserie, coffee shop, chocoloterie ve ağırlıklı olarak Brasserie. Pastane ürünleri dışında artık çok lezzetli ve iddialı bir yemek menüsü ile de biz buradayız diyorlar. Patisserie algısını kırmak için üst katta yeni başlayacak olan Garlic Restaurant ve Bar (Modern Tapas ve bar )da canlı müzik jazz olacak. Burada lezzetli yemekler yiyebileceğiniz seçkin bir ortam yaratılmış.
Dekorasyon Hakan Kıran tarafından son derece şık bir şekilde yapılmış. (Yerdeki taşlara hayran kaldım.) Her bir ayrıntının ne kadar ince ve özenli düşünüldüğünü çok rahat görebiliyorsunuz. Bütün ürünleri dünya standardına getirmişler, çalışanları Avrupa'da eğitim görmüş, yine Avrupa'dan iyi ustalar getirmişler. Yemeklerde katkısız ürün kullanıyorlar, önceden pişirilen hiçbir şey yok, sipariş verildiği anda pişiriliyor. Domates bile açıkta, kullanılmaya hazır bekletilmiyor, sipariş geldiği an kesiliyor. Tüm malzemeler doğal. Göktürk'te hem sera hem de bahçelerinde yetişen sebzeler bunlar. Özgürce dolaşan tavuklar ve onların lezzetli yumurtaları da dahil bu doğallığa, katkısızlığa. Ekmek ekşi mayadan ve odun fırınında pişiriliyor. Yoğurdu bile kendileri yapıyor.
Tüm yemeklerin reçeteleri malzemelerin gramından pişme süresine göre hazırlanmış, fotoğrafları ile mutfakta görülüyor, standardı bu şekilde sağlıyorlar (aşçı kendinden bir şey yaparsa kapı dışarı ediliyor). Porsiyonları büyük, bu miktar, kalite ve lezzet açısından ödediğiniz fiyata değiyor. Fiyatlara gelince aşağı yukarı etler biraz daha pahalı 69 TL, Deniz levreği gibi bir balık 44TL, pizza 28 civarı.
Bize sunulan tadım menüsüne geçmeden önce diyebilirim ki Türkiye’de yediğim en iyi Burrata burada. Özel yapılıyor, üreticisi gizli. Günlük olarak Gezi İstanbul Brasserie için özel olarak üretiliyor. Izgara tava ekmeği üzerinde cherry domates, fesleğen ve balzamik ile servis edilen bu lezzet, bana kalırsa starter olarak çok yerinde bir seçim.
Tadım menümüz:
1) Tom Kha Gai -
Thai mutfağında her bir yemekte ya da sofrada, ekşi, tatlı, tuzlu ve acı olmak üzere dört ana lezzetin dengesi gözetilir, işte bu öğeleri içinde barındıran bir çorba, lezzet küpü.
2) Şarap Pinot Grigio
3) Ördek roll -(sosu ile)
Muh-te-şem-di, hem yumuşak hem de tuz miktarı diğer restoranlarda yediğim ördek konfitlerdeki orana göre daha azdı ve sunum şekli ile çok hoştu.
4) Carpaccio-
Lezzet küpü, tek kelimeyle harika.
5) Atom Karides - (hafif acılı)
Malasia usulü pişirilmiş. Hafif acılı atom sosla harmanlanmış, öncesinde panelenmiş karidesler, yerinde acısıyla çok lezzetliydi.
6) Steak tartar –
Amerika’dan sonra Türkiye’de ilk kez deneme cesaretini gösterdiğim, üzerinde bıldırcın yumurtası ile muhteşemdi.
7) Keçi peynirli pancar salatası -
Tazecik roka ve pancar dilimleri ile servis edilen muhteşem salata
8) Margherita pizza -
Hem hamuru ince ve çıtır hem de mozzerella peynirleri ile sunumu çok şıktı.
ı9) Pepper steak –
Harika, bol karabiberli sosu üzerinde ağızda dağılan bir et ve her bir pirincin tadını alabildiğim nefis aroması ile Basmati pilavı, süperdi.
10) Limonlu levrek -
Sadece bu lezzeti düşünürken bile ağzımın sulandığı bir tat, bol tereyağı ve limon ile yapılmış sosu ile yeme de yanında yat!
11) Creme Catalana meyveli -
Bu İspanyol tatlısı ancak bu kadar hafif ve lezzetli olabilirdi.
12) Tiramisu çilekli -
Hakiki tiramisunun peynirli sosunun kıvamı çok yumuşak olmalı, hatta bardak içinde ikram edilmeli. İtalya’da yediklerime en yakın kıvamda hazırlanan bu tatlı da çok başarılı idi.
Evet, yemeklerin hepsine muhteşem, harika, süper, nefis sıfatlarını sıraladım. Sanmayın ki bol keseden not veren öğretmen gibi davranıyorum. Tüm samimiyetimle diyebilirim ki bize sunulan tüm yemekler gerçekten ama gerçekten yüksek bir lezzet bir standardı yakalamıştı.
Gezi İstanbul kahvaltı konusunda da iddialı, şık ve minimalist ortamında farklı kahvaltı seçenekleri de sunuyor. Kahvaltı menüsü 20-35 tl arasında değişiyor. Denemekte fayda var. Bahçe kısmının da tasarımı çok hoş, ısıtıcılarla hiç üşünmüyor. Çalışan personeli son derece kaliteli, ilgili, nazik. Belli ki sunum ve davranış kurallarına hakimler.
Gezi İstanbul sadece Taksim’de yok. Artık Göktürkte'de bir şubeleri var, aynı menü ve kahvaltı orada da mevcut . Bu yazıyı hazırlarken Göktürk’teki mekana da gitme fırsatımız oldu. En kısa sürede oradaki izlenimlerimi de sizlerle paylaşacağım. Lezzetli yemekler ve kaliteli bir hizmet için bence sizler de buraya bir şans verin derim.
Şimdiden afiyet olsun! Siz de izlenimlerinizi bana yazın olur mu!
https://oyascuisine.com/index.php/tr/blog/62-turkish/lezzet-duraklarim/1208-gezi-istanbul-1#sigProGalleria9aecfc05c3