Gurme Bloggerlar Artvin Gezisi -2
Sevgili dostlar,
Artvin yöresinde, mutfak geleneğinin ne kadar zengin olduğunu gözlerimizle gördük, damaklarımızda hissettik, dokunduk, kokladık, bizzat yaşadık. Umarım sizler de bu maceranın ikinci bölümünü okurken aldığım keyfi tahmin edebilir ve aynı güzellikleri yaşamak üzere güzel Artvin’e seyahat planlarına başlarsınız. Artvin mutfağında çorbalar, süt ve süt ürünlerinden yapılan yemekler, sebzelerden ve kır otlarından yapılan yemekler, hamur işleri, et ve et yemekleri ile tatlılar çeşitlilik içinde üretiliyor.
Şehre ayak bastığımız andan itibaren gerek Artvin Sofrasında gerekse Artvin Kadın Girişimciler Kooperatifinde bin bir emek ve özenle hazırlanan yöresel yemekleri tatma fırsatını bulduk. Hepsi birbirinden güzel ve özeldi. Mısır unu, lahanası ve balığı bir yana biz özellikle “beyaz patatesi”nin meşhur olduğunu duymuştuk. Atabarı kayak tesislerinde kuzinede çeşitli baharatlar ile hazırlanıp bize ikram edilen bu patatesin tadı asla aklımdan çıkmayacak. Patates “kuyularda”, toprak altında muhafaza edildiği için yıl boyunca ve lezzetli bir şekilde yenilebilmekteymiş. Yine bu patates yuvarlak bir şekilde dilimlenip, üzerine yağlı peynir serilerek fırınlanıp öylece ya da balla yeniyormuş. Çok özel bir tadı olduğunu söylemem gerekiyor. Mutlaka deneyin.
Saç tava, turşu kavurma, lokumlu lor çorbası, sinor, ev makarnası, cevizli kete, pişi, mısır ekmeği (cadi) üzüm papası, karalahana, asma yaprağı, beyaz lahana sarma, puçiko kuzu etli, güveç, burma, hasuta, bulgurlu kara lahana yemeği, kabak tatlısı, laz böreği, kete, ıspanaklı açma börek, ısra, bükme, köme, dut ve üzüm pestili hepimizin ilgisini çekerken Kafkasör Tesislerinde yediğimiz “Cağ kebabı” birinciliği yakaladı.
Kafkasör yaylasından 7 km uzaklıktaki 2200 rakımlı Mersivan kayak tesislerine çıkan yoldaki manzara yine nefesleri kesti. Sessizliği ve huzur veren havası ile bizleri adeta büyüledi. Merkezde 1 adet lift var, kafeteryası, soyunma odaları, kiralık kayak, kızak ve board ile kar motorları da olan bu merkezde karın tadını çıkarırken doğaya da hayran kalmamak mümkün değil. Tesis içindeki Bey konağında ihtiyaçlarınızı sağlayıp, soba karşısında keyif sürebilirsiniz.
Bu bölgeye yapılacak yeni konaklama tesislerinin sayesinde Artvin'in Türkiye’nin en önemli ve en güzel kış turizmi illeri ve kayak merkezi olacağından hiç şüphem yok.
Dönüş yolunda Trabzon’a vasıl olmadan son kez Artvin Sofrasında ikram edilen hakiki et suyu ile yapılan yöresel erişte çorbası muhteşemdi. Daha sonra sofraya gelen et kavurma, salata, revani, kuru yufkadan yapılan hafif şerbetli cevizli tatlı börek ve çayın yanında ikram edilen portakallı kek yine fark yarattı. Belediye başkanı Mehmet Kocatepe diyor ki " her il birbirine benzer, Artvin sadece kendine benzer".
Doğal kaynakları ve değişik yemekleri ile farklı olan Artvin biyosfer alanı, endemik bitki çeşitliliği, eğitim düzeyinin yüksekliği, güvenli, huzurlu bir kent. Bence tek eksiği şimdiye kadar iyi bir tanıtımın yapılmış olmaması. Mersivan Atabarı Kayak tesis alanına hayran kalmamak elde değil. Ne Avrupa'da ne de Türkiye de böyle bir manzara ben görmedim desem yalan olmaz. Biraz yatırım ve tanıtımla Mersivan Türkiye’nin 1 numaralı kayak merkezi olabilir.
Ayrıca Çoruh nehrinde ve Barhal çayındaki yapılan rafting ve kano gibi akarsu sporları ile bir yayla geleneği olan, kendi kuralları içinde güç gösterisi olarak bir spor ve şenlik ortamına dönüşen Kafkasör boğa güreşleri da turizm açısından önemli bir potansiyel. Yine geçmiş medeniyetlere ait manastır, kilise, kale, cami, köprü ve konakları tarihi zenginliğini vurgulamakta. Kamp ve karavan turizmi, doğa yürüyüşleri için de uygun alanları var. Şimdiye kadar tanımakta geç kaldığım Artvin’in hem insan ve doğasını hem de yemeklerini tümüyle diğer dostlarımın da tanımasını istiyorum.
Turizm açısından birçok şehirle yarışabilecek yer. Doğayı bozmadan, ağacına, toprağına saygı göstererek, üzerine yaşayan canlılara zarar vermeden, yerel halka kulak vererek yapılacak planlı bir çalışma ile Artvin yerli yabancı tüm turistlerin uğrak yeri olacaktır. Gidip görün lütfen, kenti tanıdığınız zaman sizler de bana hak vereceksiniz. Evet, kalbimi Artvin’de bırakarak tüm değerleri yavaş yavaş yitirmekte olduğumuz koca İstanbul’a gelirken düşüncelerim bunlardı.
Döndükten hemen sonra ballandıra ballandıra anlattığım Kafkasör Yaylasına açılacak bakır madenine karşı çıkan Artvinlilerin haberleri gündeme düştü. Büyük bir üzüntüyle izliyorum. Umarım havasına suyuna âşık olduğum bu güzelliklere ve aynı güzellikteki insanlarına zarar gelmez.
Bu gezinin gerçeğe dönüşmesinde büyük emeği geçen ve bizlere tüm kolaylıkları sağlayan Artvinli blogger arkadaşım, dostum sevgili Nazmiye Özdemir Meriç’e içten teşekkürlerimle.
Artvin Usulü Şerbetsiz Bükme
Malzeme listesi:
- Yarım çay bardağından biraz az sıvı yağ
- 5 su bardağı un
- 2 yumurta
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 paket kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı sirke
- Yarım çay kaşığı tuz
- 1 su bardağı ılık süt
- 1 komposto kâsesi dolusu çekilmiş ceviz (un gibi olmayacak, biraz irice kalmalı ceviz)
Tarif:
Süt hariç diğer malzemeler yoğurma kabına alınır. Ilık süt yavaş yavaş eklenerek hamur yoğrulur. Hamur iyice yedirilerek yoğurulur ve dinlemeye bırakılır. Daha sonra hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler yapılarak nişastayla açılır.
Açılan hamur zeytinyağı ile yağlanır çekilmiş ceviz ve şeker her yerine eşit şekilde serpilir ve ince bükme oklavasıyla dolanır ve bükülür yağlı kâğıt serilen tepsilere dizilir en son üzerlerine hafif yumurta sürer gibi yağ sürülür ve önceden ısıtılmış 170 derecelik fırına sürülür üzerleri kızarana kadar pişirilir. Çay yanında lezzette yenilir.
Afiyet olsun
https://oyascuisine.com/index.php/tr/blog/1213-gurme-bloggerlar-artvin-gezisi-2#sigProGalleria477cd3dab5